Erkin Koray, 24 Haziran 1941 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Erkin Koray, ufak yaşlarda, piyano öğretmeni olan annesi Vecihe Koray’dan piyano öğrendi, ardından gitar çalmaya başladı. İstanbul Alman Lisesi’nde eğitim gördüğü 50’li senelerın ikinci yarısında , dostları ile kurduğu amatör topluluk olan Erkin Koray ve Ritimcileri ile dönemin güncel parçalarını çalmaya başladı.
Erkin Koray, Lise eğitiminin sonrasında 60’lı senelerın başına dek çalışmalarını yarı amatör yarı profesyonel olarak sürdürdü.
1959 senesinde ilk grubu Erkin Koray Ve Ritimcileri’ni kurdu. 1962 senesinde çeşitli müzikli mekânlarda programlar yaptığı sıralarda aldığı bir teklif ile bir yüzünde Bir Eylül Akşamı, diğer yüzünde It’s So Long adlı İngilizce parça bulunan ilk 45’liğini yaptı. Erkin Koray askerliğini 1963-1965 senelerı içinde Ankara’da Hava Kuvvetleri Caz Orkestrası’nda Solist ve Gitarist olarak yaptı.
Terhisi sonrasında Almanya’nın Hamburg şehrine giden Erkin Koray 1966 senesinde Türkiye’ye dönüşünden sonra Erkin Koray Dörtlüsü adlı grubu kurdu. 1967 senesinde basılan, bir yüzünde “Kızları da Alın Askere”, diğer yüzünde “Aşk Oyunu” adlı parçalar bulunan 45’liği ile önemli başarı kazandı. Bilhassa “Kızları da Alın Askere” parçası Erkin Koray’ın geniş kitleler aracılığıyla tanınmasında önemli rol oynamıştır.
Erkin Koray, 1968 senesinde, Hürriyet Gazetesi aracılığıyla yapılan “Altın Mikrofon” yarışmasına katıldı. Bu yarışmada 4. olan Erkin Koray’ın yarışmadaki şarkıları “Meçhul” ve “Çiçek Dağı” ardından bir plak şirketi aracılığıyla piyasaya çıkarılarak 800 bin adet gibi büyük tiraj yaptı. Grubu ile öte yandan konser verdi, öte yandan da Klüp, Bar gibi çeşitli müzikli mekânlarda çalışmaya sürdü.
Bu ilk önemli başarıyı, 60’lı senelerın sonlarına dek ardı ardına gelen: “Anma Arkadaş”, “Hop Hop Gelsin”, “Sana Bir Şeyler Olmuş”, “Seni Her Gördüğümde” gibi hepsi büyük büyük alkış alan parçalar takip etmiştir.
Erkin Koray, 1969 senesinde kurduğu Yeraltı Dörtlüsü adlı grubu ile Türkiye’de ilk “Underground” müzik akımının öncüsü oldu. 70’li senelerın başlarına gelindiğinde Koray Türkiye’de bi hayli geniş bir dinleyici kitlesine sahiptir ve kendine özgü müzik çizgisi belirginleşmiş durumdadır.
1971’de Erkin Koray Süper Grup, 1972’de Ter gruplarını kuran Koray , 1970-1974 senelerı içinde Türkiye müzik listelerinde üst sıralarda bulunan klasikleşmiş bir çok esere imza atmıştır. “İlahi Morluk”, “Aşka İnanmıyorum”, “Mesafeler”, “Züleyha”, “Silinmeyen Hatıralar”, 1974’te “Şaşkın”, “Fesuphanallah” bu dönem eserlerindendir.
Erkin Koray 1974-1984 senelerı içinde kısa sürelerle Türkiye’ye gelişleri dışında Hollanda, Almanya ve Kanada’da yaşadı. Hakkında pek fazla bilgi olmayan bu sürede, “Estarabim”, “Arap Saçı” gibi çok bilinen eserleri yayımladı. Koray 1977 senesinde kurduğu Erkin Koray Tutkusu adlı LP ve aynı adlı gruptan sonra, kısa süreli birliktelikler dışında başka grup kurmamıştır.
Erkin Koray, 1 sene sonra ise İlla Ki albümünü paylaşımı yaptı. Bu albüm içindeki şarkılar kadar, Nuri Kurtcebe’nin çizdiği albüm kapağı ve plak versiyonunun şeffaf olmasıyla da gözleri üstüne topluyordu. Miksajı Köln’de yapılan albümde İlla Ki, Deli Kadın, Tek Başına gibi hit şarkıların yanında Kızları da Alın Askere ve Hop Hop Gelsin gibi eski şarkıların da yeni yorumları yer alıyordu.
Erkin Koray, Türkiye’ye kesin dönüşünün sonrasında, ailevi poblemlerindan dolayı kendisi için pek verimli geçmeyen 1985-1990 senelerı içinde belki en fazla bilinen çalışması olan Çöpçüler ile büyük bir çıkış yaptı. Çöpçüler’in de olduğu Ceylan 1985’te yayınlandı. Albümde Erkin Koray, çoğu enstrümanı kendi çalmıştı. Bu zamanda, devrin modasına uyarak piyanist-şarkıcı olarak bir restmiktarda müzik yapmaya başladı; nedeni olarak da “para kazanması gerektiği” olduğunu dile getirdi.
Bu dönemin diğer bir önemli ve özgün eserlerinden bir diğeride 1986’da yayına giren Gaddar albümü oldu. Anılan maddi sıkıntılar, sanatçıyı tek bir sentezleyici eşliğinde elde edilen Çukulatam Benim(1987) gibi düşük bütçeli yapımlara zorlamıştır. Bu albümde de Şaşkın ve Sana Bir Şeyler Olmuş şarkılarının taverna müziği tadındaki yorumları bulunmaktaydı. 1989’da Hay Yam Yam albümü çıktı. Bu albümde klip çektiği Hayat Katarı şarkısı Kemal Sunal filmi Abuk Subuk Bir Film filminde kullanılmıştı. 1990 senesinde paylaşımı yaptığı Tamam Artık albümü de önceki albümlerinden farklı olmayan bir biçimde eski ve yeni şarkıların karışık olduğu bir albüm oldu.
Erkin Koray’ın yaşamı genelde ekonomik sıkıntılarla geçmiştir. Yaptığı çıkışlar, son derece popüler olan çalışmaları onu maddi açıdan rahatlatmaya yetmemiştir. Müziği kendine yaşam şekili olarak seçmiş olan Koray ve dönemdaşı bir çok özgün sanatçı, o zamanlarda belirsiz olan telif hakları, sınırlı çalışma olanakları, sağlıksız bir yapıya sahip olan müzik piyasası ve müzik dinleyicisinin düşük alım gücü gibi nedenlerle bu sıkıntılardan kurtulamamışlardır. Bunlardan bazıları küserek müziği bırakmışlar ve daha iyi maddi koşullar elde edebilecekleri işler ile uğraşmışlardır. Erkin Koray telif hakları en fazla ihlal edilmiş sanatçılarımızdan biri olmuştur. Bu nedenlerle nerede ise hiçbir zaman arzu ettiği yapımları gerçekleştirecek parasal kaynak bulamamıştır.
Yenilikçi, sentezci, deneyci bir müzik çizgisi olan Erkin Koray; sıradışı şarkı kelimeleri, kendine özgü vokal biçemi, uzun saçları, özgün kıyafetleri ve bunun gibi daha bir çok nedenle dönemin yayın tekeli olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu TRT aracılığıyla dışlanmıştır. Eserlerinin nerede ise tamamı yakın zamanlara kadar, TRT denetimi aracılığıyla yayımlanmaya uygun görülmemiştir. Bu durum ülkemizde özel yayın kuruluşlarının ortaya çıkışına kadar süregelmiş ve Koray’ın dinleyici kitlesinin sınırlı kalmasına yol açmıştır.
Erkin Koray, 1990 – 1993 senelerında, genelde Öyle Bir Geçer, Arapsaçı, Fesupanallah, Şaşkın, Sevince ve Yalnızlar Rıhtımı vb. hitleri içeren bir toplama albüm serisi ve bir de Best Of piyasaya sürdü. 1990’da paylaşımı yaptığı Tamam Artık albümünden sonra bir sessizlik ve plak şirketlerine küskünlük dönemine giren sanatçı, 1991’de Tek Başına Konser adlı konser kayıtlarından bir araya gelen dışında albüm çalışmalarına ara verdi.
Erkin Koray, 1996 yılına kadar süren bu sessizlik, iddialı ve görece yüksek bütçeli Gün Ola Harman Ola albümü ile bozulmuştur. Büyük satış başarısı göstermeyen fakat eleştirmenlerce olumlu eleştiriler alan bu çalışmayı 1999 senesinde yayımlanan Devlerin Nefesi adlı son albümü takip etmiştir.
