Ozan Arif Kimdir? Biyografi Sayfası Sayfası

30.10.2021
304
Ozan Arif Kimdir? Biyografi Sayfası Sayfası

Ozan Arif Kimdir? Biyografisi, bölümünde Ozan Arif Kimdir? Biyografisi sayfası ile karşınızdayız. Ozan Arif Kimdir? Biyografisi detayları ile daha da iyi tanıyalım.

Ozan Arif Kimdir? Biyografisi – Kaç Yaşında – Memleketi Neresi

Ozan Arif

Ozan Arif, 10 Haziran 1949 senesinde Giresun`un Alucra beldesine bağlı Yükselen Köyü’nde dünyaya geldi. Babası yörenin bi hayli beğeni alan simalarından rahmetli Muharrem Çavuş’un (Muharrem Şirin) oğlu Mehmet Bey, annesi Fatma Hanım da, yine komşu köy Demirözü’nden aynı biçimde bi hayli beğeni alan rahmetli Gençağa Eşkünoğlu’nun kızıdır.

Babasının memuriyeti bundan dolayı, ilk ve ortaokulu Samsun`da bitirdikten sonra, hayli kalabalık olan ailesine kısa bir sürede maddi yardım yapabilmek fikriyle öğretmen okuluna başladı.

1969-1970 zamanında Perşembe İlköğretim Okulundan mezun oldu. Okul süresi boyunca kışları okuyup yazları rençberlik yapan bir öğrenci idi. İlk vazifeye başladığı okul, ailesinin olduğu Samsun`da Karaoyumca köyündeki ilkokuldur. Bir yıllık stajyerlik süresinden sonra, yine Samsun`da Devgeriş köyüne tayin oldu.

1972 senesinde yine aynı köyde stajyerlik yapmakta olan ve ona ömrü boyunca en büyük desteği veren Süheylâ hanımla evlendi. Devgeriş köyünde beş yılı öğretmenlik, dört yılı ise okul müdürlüğü olmak üzere dokuz yıl hizmet vermiştir. İnançlarından ve prensiplerinden asla taviz vermeyen bir kişiliğe sahip olan Ozan Arif, o devrin yöneticilerinin büyük baskısı ile, ne yazık ki 1979 senesinde öğretmenlik mesleğinden ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Öğretmenlik mesleğini çok seven Ozan Arif`in çok başarılı takdirnamelerle dolu meslek yaşamına rağmen, o günün şartlarında başka bir tercihi de kalmamıştı.

Derken, 12 Eylül 1980 hadiseleriyla birlikte, inanan, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, memleketin, milletin bekasını düşünen birden çok vatansever insan gibi yanlış değerlendirilmekten fazla büyük bir üzüntü duyan Ozan Arif, ailesini, çocuğunu ve hepsinden önemlisi, öz vatanı Türkiye`yi geride bırakarak, 24 Eylül 1980 tarihinde Almanya`ya gitti. Onbir yıllık acı bir ayrılıktan sonra, 5 Kasım 1991`de nihayet memleketine ve vatanına geri dönmesi nasip oldu. Bu süre zarfında, dünya çapında nerede bir Müslüman Türk insanı varsa onu gidip bularak, milli heyecanın filizlenmesine yardımcı olmuş ve önemli görevler almıştır. Daha çocuk yaşlarda iken Kerem ile Aslı`yı, Leyla`ile Mecnun`u, Karacaoğlan`ı, Köroğlu’nu, Dadaloğlu’nu, Yunus`u ve daha nicelerini okuyarak aşk cönklerini ezberleyen Ozan Arif, Karadeniz`de, yaşadığı yörede hayli yaygın olan irticalen Türkü söyleme sanatı aracılığıyla çok ünlü oldu. Hatta eskiden destan satıcılarının Ozan Arif`e destanlar yazdırıp, ardından bunları bastırarak dağıtmaları sebebiyle, yörede ismi çok duyulan bir aşık olmuştur.

İlk olarak ortaokul ikinci sınıfta sesine aşık olduğu bağlama ile tanışan ve hayli dar olan aile bütçesinden biriktirdiği harçlıklarla, 1964`te İstanbul`da bulunan Şemsi Yasıtman saz evinden 15 liraya aldığı bir bağlama ile ses ve saz dünyasının içine giren Ozan Arif, o gün bugündür hiç susmadan ve hak bildiği yoldan taviz vermeden gönül dostlarına seslenmektedir.

Güzel sanatlara kabiliyeti, şiire ilgisi ve özellikle şairliğe olan kabiliyetinden dolayı okul çağlarında şiir ve resim dallarında birincilikler ve ödüller almaya başlayan Ozan Arif`in başarıları yaşamının ileriki senelerında yöresel sınırları aşıp Türkiye genelinde de sürdü. Birçok şiir ve Halk Edebiyatı yarışmalarında üstün başarı gösteren Ozan Arif`in Türk Halk Edebiyatı’nın şiir, atışma, muamma, irticalen şiir söyleme, leb değmez (dudak değmez), güzelleme ve diğer dallarında çeşitli tarihlerde aldığı Türkiye birincilikleri, sertifikalar ve ödüller mevcuttur. Bunların yanında Konya`da Türkiye Aşıklar Bayramı’nda değişik senelerda, değişik dallarda birincilikler elde eden Ozan Arif, yine Konya Aşıklar Bayramı’nda 1976, 1977 ve 1978 senelerında her dalda altın madalya elde etmiştir. Lakin kendisi onun için en büyük ödülü şöyle ifade ediyor: “…ortaokul çağlarında çocuk yaşta bu sevdaya gönül vermişim. O yaşlardan beri verdiğim mücadelenin karşılığını, tertemiz yüreklerde sevgi sarayları kurarak aldım. Ülküdaşlarımın sevgi ve muhabbetinden daha büyük beşeri ödül olamaz.”

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.