Fevzi Çakmak Kimdir? Biyografi Sayfası

25.10.2021
373
Fevzi Çakmak Kimdir? Biyografi Sayfası

Fevzi Çakmak Kimdir? Biyografi, bölümünde Fevzi Çakmak Kimdir? Biyografi sayfası ile karşınızdayız. Fevzi Çakmak Kimdir? Biyografi detayları ile daha da iyi tanıyalım.

Fevzi Çakmak Kimdir? Biyografi – Kaç Yaşında – Memleketi Neresi

Mareşal Fevzi Çakmak

Mustafa Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876 senesinde İstanbul, Rumeli Kavağı’nda Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım’ın oğlu olarak dünyaya gözlerini açtı. İlk ve orta öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi’nde bitirdiktan sonra 29 Nisan 1893’te Harp Okuluna kaydolarak 28 Ocak 1896’da Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Akabinde “Mekteb-i Erkân-ı Harbiye”ye girerek 25 Aralık 1898’de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.

Bir süre Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) 4. Şube’de görev yaptıktan sonra 1899’da 3. Ordu’ya bağlı Metroviçe’deki 18. Fırka’nın kurmay heyetinde vazifelendirildi. Balkanlar’daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907’de miralaylığa (albay) yükseldi. 1908 senesinde İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde 35. Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı. 1910’da Arnavutluk’ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu’nun kurmay başkanlığı’na atandı. 1911’de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli’nin savunmasıyla görevli Garp (Vardar) ordusunun kurmay başkanlığına getirildi. Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında 21. Fırka Komutan Vekilliği ve Vardar Ordusu 1. Şube (Harekat Şubesi) Müdürlüğünü yaptı.


Fevzi Çakmak’ın, Balkan Savaşları çıktığı zamanda 21. Yakova Nizamiye Fırkası K. Vekilliğinde; 6 Ağustos 1912’de Kosova Kuvay-ı Umumiye Kurmay Başkanlığı’nda; 29 Ekim 1912’de de Balkan Harbi Seferberliği’nin başlangıcında Vardar Ordusu K. I. Şube Müdürlüğü ‘nde vazifelendirildiğini öncedende belirtmiştik. Sırp Cephesi’nde Vardar Ordusu Harekât Şube Müdürü olarak bulunan Fevzi Paşa’nın başarılı askerî faaliyetlerine rağmen, Garp Vilayetleri’nde 10 Mayıs 1913’ten bu yana Türk Hakimiyeti sona ermiştir.

1913’te 5. Kolordu Komutanlığı’na atandı. Mart 1915’te rütbesi mirlivalığa yükseltildi.

Fevzi Paşa, V Kolordu Komutanı olarak 6 Ağustos ve 13 Ağustos 1915 tarihindeki muharebelere katılmıştır. Fevzi Paşa’nın komutasındaki XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz’dan bu yana cepheye gelerek, I. Tümen hariç yıpranmış ve yorulmuş eski tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca İkinci Ordu Tümenleri’nin bölgeye (Kereviz Dere-Zığın Dere) gelmeleri üzerine VI. ve VII. Tümenler, Saros Gurubuna gönderilmiştir.

Düşman Kirte istikametinde yapacağı taarruzlar ışığında Alçıtepe’yi almayı planlıyordu. Lakin Türk direnişi karşısında amacına ulaşamayan düşman çok fazla ilerleyememiştir. 6 Ağustos’ta düşmanın taarruz ettiği Arıburnu – Conkbayırı bölgesine gönderilen VIII. ve IV. Tüm. ile yetinmeyen Vehip Paşa, 9 Ağustos’ta Fevzi Paşa’nın komuta ettiği V. Kolordu Komutanlığına bağlı V. ve XIV. Kolorduların son ihtiyatları olan 41. ve 28. Alayları da bu bölgeye gönderdi. Bölgeye gönderilen bu iki alay Conkbayırı’nın düşman eline geçmemesine ve Albay Mustafa Kemal’in 10 Ağustos tarihinde Conkbayırı taarruzuna yardımcı oldu. Mustafa Kemal’in rahatsızlığı sebebiyle 10 Aralık 1915’te Fevzi Paşa 5. Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek görev olarak Anafartalar Grubu komutan Vekilliğine vazifelendirildi. Bu muharebelerde V. Kolordu Komutanı olarak görev alan Fevzi Bey’in komutasındaki XIII. Tüm. 21 Ekim 1915 tarihinde Keşan’a hareket etti. XIV. Tümen ise 12 Ocak 1916 tarihinde bölgeden ayrıldı.

Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri ile İstanbul’da yer alıyordu. 24 Aralık 1918 tarihinden 14 Mayıs 1919 tarihine kadar Ferik rütbesiyle Osmanlı Devleti’nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı) görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askeri Şura kullanıcı hesabı, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde Harbiye Nazırlığı (Milli Savunma Bakanı) (Şubat – Nisan 1920) yaptı. Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu’daki milli kurtuluş hareketine silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi.

İstanbul’un İtilaf Devletleri aracılığıyla resmen işgalinin (16 Mart 1920) sonrasında Anadolu’ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, 27 Nisan 1920 tarihinde Ankara’ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa aracılığıyla merasimle karşılandı. Birinci dönem TBMM’ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920 tarihinde İstanbul Hükümeti aracılığıyla ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

3 Mayıs 1920 tarihinde Milli Müdafaa Vekilliğine (Milli Savunma Bakanlığı) getirildi. 24 Ocak 1921’de Mustafa Kemal Paşa’nın İcra Vekilleri Heyeti Reisliğinden ayrılması üzerine, Milli Müdafaa Vekilliği üzerinde kalmak kaydıyla İcra Vekilleri Heyeti Reisliğini (Başbakanlık) de üstlendi. İkinci İnönü Muharebesi’nin zaferle neticelenmesinin sonrasında 3 Nisan 1921’de rütbesi TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral) yükseltildi. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nde mirliva İsmet Paşa komutasındaki Garp Cephesi ordularının mağlup olup Yunanlıların Temmuz 1921’de Kütahya, Afyon ve Eskişehir’i ele geçirmelerinden sonra İsmet Paşa’nın yerine TBMM aracılığıyla Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi. 3 Ağustos 1921’de Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bizzat cephede harekatı yönetti.

14 Ocak 1922 tarihinde milli müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922’de icra vekilleri heyeti reisliği görevlerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz’un askeri planlarını hazırladı. Zaferle sonuçlanan Dumlupınar Meydan Muharebesi’nin (30 Ağustos 1922) sonrasında 31 Ağustos’ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın tavsiyesi üzerine TBMM aracılığıyla Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi.

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği’nin kaldırılmasıyla 30 Ekim 1924 tarihine kadar TBMM’de İstanbul Milletvekilliği görevine sürdü. Mustafa Kemal Paşa’nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924 tarihinde askerlik görevini, siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliği’nden istifa etti.

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944 tarihinde 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası’na göre Tahdit-i Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye gönderildi.

1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM’de VIII. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946’da milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa, Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar’ın dönemin Cumhurbaşkanı’nın demokratik seçimlere izin vermesi için dile getirdiği “Devr-i Sabık yaratmayacağız” (iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız) demesinden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948 tarihinde Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi’nin kurucu üyeleri içinde yer aldı.

Fevzi Çakmak’ın Ölümü

Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950 tarihinde Eyüp Sultan Camiinden kaldırılırken, cenaze namazında yüz binlerce vatandaş bulundu. Cenazesi İstanbul’daki Eyüp Sultan Mezarlığında Küçük Hüseyin Efendi dergahı türbesine toprağa verildi ve ailesinin isteğiyle Ankara’daki Devlet Mezarlığı’na nakledilmedi.

Mareşal Fevzi Çakmak, Fitnat Çakmak ile evli ve Nigar ile Muazzez adlarında iki kız çocuk babasıydı.
Fevzi Çakmak ve Atatürk
Atatürk’ün Özel Kalem Müdürü Hasan Rıza Soyak’ın anlattığına göre Atatürk, kendisinin halefi olarak Fevzi Çakmak’ı görmekteydi. “Şüphesiz ki, konuşma ve seçme hakkı TBMM’ye aittir fakat bu husustaki düşüncelerimi belirtmek isterim. Akla ilk kez İsmet Paşa gelmektedir; kendisi bu ülkeye büyük katkılarda bulunmuştur. Lakin, bir sebepten dolayı kamuoyunun teveccühünü kazanamamış gibi görünmekte. Mareşal Fevzi Çakmak da ülkesine büyük katkılarda bulundu ve bununla birlikte herkesle de iyi geçinebilmekte. Üslerinin düşüncelerini her zaman takdir etmiş ve kimse ile kavga içinde değil. Bu nedenlerle kendisi devletin başı için en uygun adaydır.”
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.