Alaattin Çakıcı Kimdir? Uzun seneler boyunca adından söz ettirmiş olan ve son kez Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin oyları ile kabul edilmiş olan infaz yasası ile tahliye edilen Alaattin Çakıcı kimdir? Alaattin Çakıcı’nın yaşamını biyografimiz içinde okuyabilirsiniz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde; Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin oyları ile kabul gören infaz yasası kapsamı içinde binlerce kişi tahliye edilmiştir. Karar gece yarısı itibariyle kesinleşti. Ankara Sincan Cezaevi’nde yatmakta olan Alaattin Çakıcı 16 Nisan 2020 tarihinde tahliye olmuştur. Tahliye haberini ise Çakıcı’nın avukatı olan Zeynep Çiftçi duyurmuştur. Peki Alaattin Çakıcı kimdir? Alaattin Çakıcı nereli? Alaattin Çakıcı’nın yaşamı ve biyografisini yazımız içinde bulacaksınız.
20 Ocak 1953 senesinde ailesinin dört çocuğundan birisi olarak Trabzon’un Arsin beldesine bağlı olan Fındıklı köyünde dünyaya gelmiştir. Çakıcı’nın babası olan Ali Çakıcı ise kan davası sebebiyle İstanbul’a göç etmiştir. Bunun sonrasında Çakıcı ailesi, İstanbul’un Kağıthane beldesine ve Gültepe semtine yerleşmişlerdir. Ali Çakıcı, İstanbul’a geldikten sonra kahvehane işletmiştir.
1980 ve Sağ-Sol Dönemi
Alaattin Çakıcı, gençlik senelerında birkaç adam yaralama hadiselerina karışmıştır. İlk yargılanması ise İstanbul’da bir çiçekçinin öldürülmesinde azmettirici olarak mahkum olmuştur. Alaattin Çakıcı; 1980 senesindeki sağ sol davalarında babası Ali Çakıcı ve kardeşi Gençağa Çakıcı ile birlikte ülkü ocakları tarafında yer almışlardır. 18 Eylül 1978 tarihinde amcasının oğlu olan Necati Çakıcı; solcular aracılığıyla hedef alınmış ve öldürülmüştür.
Alaattin Çakıcı’nın kız kardeşi olan Gamze Çakıcı’nın da büfesi yakılmak istenmiştir. 1979 senesinde saldırıya uğrayan Alaattin Çakıcı olmuştur. 1980 senesinin 5 Mayıs gününde babası olan Ali Çakıcı, DEV-SOL elemanı bireyler aracılığıyla saldırıya uğramış ve yaşamını yitirmiştir. Dolayısıyla Alaattin Çakıcı, 1980 darbesi sonrasında tutuklanmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücü kuruluşlar davasında yargılanan Alaattin Çakıcı, 41 birinin ölümünden sorumlu tutulmuştur. Lakin herhangi bir somut delil bulunamaması sebebiyle 1982 senesinde serbest bırakılmıştır. Tahliye edilmiş olduğu 1980 senelerı sonrasında yeraltı dünyasında bi hayli tanınmış ve adı anılmıştır.
Ardından Alaattin Çakıcı’nın MİT aracılığıyla ASALA terörüne karşı Lübnan ve Yunanistan’da kullanıldığı iddiaları ortaya atılmıştır. Dönemin Cumhurbaşkanı olan Kenan Evren ise; devletin bu tür adamları yararlı olması durumunda kullanabileceğini ifade etmiştir. Alaattin Çakıcı; 1990 senesinde dönemin en bilindik yerlerinden olan Maksim Gazinosu’nda havaya ateş açmaktan yakalanmıştır. Ortaköy’de bir birinin yaralanması sebebiyle tutuklanmıştır.
1980 Darbe Sonrası Dönemi
Alaattin Çakıcı; 1991 senesinde Ali Şen’in oğlu olan Adnan Şen’in olduğu gruba masadan kalkmalarını söylemiş ve Adnan Şen’i darp etmiştir. Bu olayda iş adamı Sakıp Sabancı araya girmiş ve Turgut Özal’ı araya sokmuştur. İki tarafın barıştırılması sağlanmıştır. 1994 senesinde Emlakbank’ın Genel Müdürü olan Engin Civan; iş adamı olan Selim Edes’ten rüşvet almış ve geri ödememiştir. Bunun üzerine paranın tahsili için Semra Özal’ın ricası üzerine Alaattin Çakıcı görevlendirilmiştir.
Emlakbank’ın Genel Müdürü olan Engin Civan, ödemeyi kabul etmemiştir. 19 Eylül 1994 gününde Fulya’da 4 kurşunla vurularak yara almıştır. Bu olaydan sonra Alaattin Çakıcı; kırmızı bültenle İnterpol aracılığı ile aranmaya başlamıştır. Alaattin Çakıcı, hem eski karısı olan Uğur Kılıç’ı öldürtmeye azmettirmekten, hem de Engin Civan’ın yaralanmasından dolayı aranmaktaydı. Alaattin Çakıcı, 1995 senesinde tüm televizyon ve gazetelere bülten şeklinde bir faks çekmiş ve Dev-Sol önderi olan Dursun Karataş’ı öldüreceğini söylemiştir.
Dönemin iş adamları olan Cavit Çağlar ve Erol Evcil’in içinde iplik ticaretinden dolayı sorunlar doğmuştur. Bu poblemleri çözmek için araya Alaattin Çakıcı girmiştir. Erol Evcil’in 2.8 milyon dolara almış olduğu fabrikayı Cavit Çağlar’a 10 milyon dolara satmıştır. Aradaki 4.5 milyon dolarda Alaattin Çakıcı’ya gönderilmiştir. Ardından borsacı olan Adil Öngen’in kurşunlanma davasına katılmış olan Alaattin Çakıcı; MİT adına çalışmakta olduğunu, her zaman devleti koruduğunu fakat piyon gibi kullanılmakta olduğunu söylemiştir.
Hatta NTV televizyonunda bir yayına katılan eski Yurt dışı İstihbarat Başkanı Nuri Gündeş; Alaattin Çakıcı için “dinliyorsa gözlerinden öperim, eğer devlete bir hizmeti varsa” kelimelerine yer vermiştir. Bu programın sonrasında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı; Nuri Gündeş ile ilgili organize suç örgütü önderi Alaattin Çakıcı ile ilgiliki kelimelerinden dolayı suçluyu övmek suçu ile soruşturma başlatmıştır.
1972 senesinde Gönül Kurtuluş ile evlenen Alaattin Çakıcı’nın, Ali Çakıcı adında bir oğlu, Aytül ve Betül adında da iki kızı bulunmaktadır. Alaattin Çakıcı; 1991 senesinin 20 Mayıs gününde eşi Gönül Kurtuluş’tan boşanmıştır. Ardından dönemin kabadayısı Dündar Kılıç’ın kızı olan Uğur Kılıç ile Trabzon’da evlenmiştir. Uğur Kılıç’tan da 4 Kasım 1994 tarihinde boşanmıştır. Bu olayın sonrasında 20 Mayıs 1995 tarihinde Alaattin Çakıcı, konuşmak için Uğur Kılıç’ı Uludağ’da otele davet etmiştir. Adamlarından biri üç kurşunla Uğur Kılıç’ı öldürmüştür.
Cezalar ve Yurt Dışı
Bu olaydan dolayı yargılanan Alaattin Çakıcı, ilk kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır. Alaattin Çakıcı’ya verilen bu ceza, sanığın duruşmalardaki iyi hali göz önüne alınarak ve ağır tahrik sebebiyle 19 yıl 2 aya indirilmiştir. Böyle olunca Alaattin Çakıcı, yurt dışına kaçmıştır. Yurt dışında kalmış olduğu süre boyunca Belçika, İtalya, Güney Afrika, Fransa, Brezilya, Amerika, Japonya ve Singapur’a gittiği belirlenmiştir.
Ardından yeniden ilk eşi olan Gönül Kurtuluş ile evlenen Alaattin Çakıcı; 17 Ağustos 1988 senesinde yapılmış olan Türk Avusturya kuvvetlerinin operasyonu ile modacı Canan Yaka ve Selçuk Ural’ın kızı olan Aslı Ural ile Fransa’nın Nice kentinde yakalanmıştır. Alaattin Çakıcı’nın üzerinden Nedim Caner ismine düzenlenmiş bir kimlik ve 17 bin dolar para çıkmıştır. Bunun üzerine 14 Aralık 1999 tarihinde Kartal Cezaevi’ne konulmuştur. Yargılamadan sonra 29 Kasım 2002 tarihinde serbest bırakılmıştır.
Alaattin Çakıcı; cezaevi günlerinde Nuri Ergin ile terslikler yaşamıştır. Medyanın önünde de birbirlerine hakaretler etmişlerdir. Bunun üzerine 15 birinin yaralanması ile sonuçlanan Karagümrük Spor Kulübü Lokali’ne silahlı saldırı düzenlenmiştir. Bu olayın davasında suç örgütü kurmak ve yönetmekten 3 yıl 4 ay, azmettirmekten dolayı da 14 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Yargıtay, çete suçundan verilen cezayı onamıştır. Lakin azmettirme cezasında usul eksikliği tespit edilmiştir.
Yargıtay’dan gelen haber ile 7 Nisan 2004 tarihinde Karagümrük Baskını davasından 3 yıl 4 ay bir hapis cezasına çarptırılmıştır. İstanbul DGM ise Alaattin Çakıcı için yakalama emri çıkartmıştır. Lakin Alaattin Çakıcı, 3 Mayıs 2004 tarihinde yurt dışına kaçmıştır. 14 Temmuz 2004 tarihinde Avusturya’da yakalanmıştır. Alaattin Çakıcı’nın üzerinden bu kez eski bir MİT görevlisi olan Faik Meral’e ait kimlik çıkmıştır. 14 Ekim 2004 Tarihinde Tekirdağ F tipi Cezaevi’ne konulmuştur. 15 Temmuz 2016 tarihinde ise Bolu F tipi Cezaevi’ne konulmuştur. Bolu’da kalmış olduğu süre boyunca sürekli olarak hastaneye kaldırılmıştır.
Çakıcı’nın Tahliyesi
Alaattin Çakıcı; 2017 senesinin Mart ayından İzzet Baysal Devlet Hastanesi’nde bağırsak fıtığı operasyonu geçirmiştir. Tedavisi tamamlandıktan sonra Kırıkkale F tipi Cezaevi’ne nakli yapılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli de 2018 senesinin Mayıs ayında Alaattin Çakıcı’yı tedavi olduğu hastanede ziyaret etmiştir. Olayın sonrasında yazılı açıklama yapan Alaattin Çakıcı; Devlet Bahçeli’ye desteklerinden dolayı teşekkür etmiştir.
Alaattin Çakıcı; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesi ile 10 ay hapis cezası da almıştır. Hatta 24 Haziran 2018 seçimlerinde Ak Parti ile MHP içinden ittifak kurulduktan sonra balkon konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Bahçeli’den bahsetmemişti. Bunun üzerine cezaevindeki Alaattin Çakıcı, bir gün sonra bir eleştiri mektubu ile de kendisine seslenmiştir.
En son Alaattin Çakıcı, Ak Parti ve MHP’nin oyları ile infaz düzenlemesi yasası kapsamı içinde 16 Nisan 2020 tarihinde gece 00:30’da Ankara Sincan Cezaevi’nden çıkarılmış ve tahliye olmuştur.
